Anadolu’nun Kalbinden Selçuklu’nun İzlerine ve Tokat’ın Gölgesine

Sabah saat 06.00’da Ankara YHT Garı’nda rehberimizle buluşuyor, 07.00’de hareket edecek Yüksek Hızlı Tren ile tarih ve kültür dolu yolculuğumuza başlıyoruz. Yaklaşık 3 saat sürecek konforlu bir tren yolculuğunun ardından, 10.20 civarında Sivas’a ulaşıyoruz. Bizi bekleyen aracımızla şehir merkezine geçiyor ve Anadolu Selçuklu döneminden kalma taşın dile geldiği eserlerle ilk keşfimize başlıyoruz.

Sivas’ta ilk durağımız, 1271 yılında İlhanlılar döneminde inşa edilen Çifte Minareli Medrese oluyor. Ardından Gök Medrese, mavi çinileriyle göz kamaştıran ve dönemin sanat anlayışını yansıtan önemli bir yapı olarak bizi karşılıyor. Şifaiye Medresesi, aynı zamanda dönemin hastanesi (darüşşifası) olarak hizmet vermiş, tıp tarihine ışık tutan bir merkezdir. Buruciye Medresesi ise bilim ve ilimle iç içe geçmiş taş işçiliğiyle dikkat çeker.

Devamında, Sivas Ulu Camii ile 12. yüzyıldan kalma Anadolu cami mimarisinin sade ve ihtişamlı örneğine tanıklık ediyoruz. Atatürk ve Kongre Müzesi ise bizi 1919’a, Sivas Kongresi’ne, yani Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı günlere götürüyor. İnönü Konağı’nda ise sivil mimaride Osmanlı son dönem zarafetini gözlemliyoruz.

Sivas turumuzun ardından şehir merkezinde serbest zaman veriyoruz. Burada, yöresel lezzetlerin tadına bakabileceğiniz öğle yemeği molasıyla birlikte, el sanatları ve yerel ürünler için alışveriş fırsatı da buluyorsunuz.

Öğle saatlerinden sonra Sivas’a veda ederek Tokat’a doğru yola çıkıyoruz. Yol üzerinde, yerin 680 metre altında oluşmuş, sarkıt ve dikitlerin adeta bir yer altı sarayına dönüştüğü Ballıca Mağarası’nı ziyaret ediyoruz. Bu doğa harikası, milyonlarca yılda oluşmuş katmanlarıyla yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın da sayılı mağaraları arasında yer alıyor.

Akşam saatlerinde Tokat şehir merkezine ulaşıyoruz. 13. yüzyıldan kalma Gök Medrese, Tokat Müzesi, geleneksel Osmanlı ev mimarisini yansıtan Latifoğlu Konağı, Taşhan’da el yapımı yazmalar ve bakırcılık örnekleriyle Tokat’ın geleneksel ticaret kültürüyle tanışıyoruz. Ayrıca Ulu Cami, Sulu Sokak ve Saat Kulesi ile kentin tarihi dokusunu soluyoruz.

Günü, Tokat’ın yöresel mutfağından lezzetlerle alınan akşam yemeği sonrası şehir merkezindeki otelimize yerleşerek sonlandırıyoruz.

Öğle Yemeği: Ekstra menü fiyatları geçerlidir.
Akşam Yemeği: Tur ücretine dâhil olup belirtilen restonranta alınacaktır.
Konaklama: Tokat Otelleri 

Şehzadelerin İzinde, Nehirlerin ve Efsanelerin Eşliğinde Karadeniz’e

Sabah otelde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından, tarihin katmanlarıyla dolu bir güne başlıyoruz. Sabah saatlerinde yola çıkarak, Yeşilırmak kıyısında doğmuş ve büyümüş bir şehir olan Amasya’ya yöneliyoruz. Antik çağlardan Osmanlı'ya, hatta Cumhuriyet'e uzanan tarihiyle Amasya, Anadolu'nun kadim ruhunu içinde taşıyan ender şehirlerden biridir.

Şehir turumuza, dağ yamaçlarına oyulmuş ihtişamlı Kral Kaya Mezarları ile başlıyoruz. Pontus Krallığı’na ait bu mezarlar, binlerce yıl öncesinden bugüne ulaşan birer taş anıt gibi, zamanın durdurulamaz akışına meydan okuyor. Ardından, Selçuklu’nun mimari mirası olan Gök Medreseyi ve Amasya Arkeoloji ve Etnografya Müzesini ziyaret ediyoruz. Bu müzede sadece Amasya’nın değil, tüm Anadolu’nun kültürel belleğine dair izler bulmak mümkün.

Gezi rotamız bizi Osmanlı dönemine taşıyor. Şehzadeler Müzesi, II. Murad’dan III. Selim’e dek birçok Osmanlı şehzadesinin valilik yaptığı bu şehirde, hanedan mensuplarının günlük yaşamlarına ve yönetim deneyimlerine dair bilgiler sunuyor. Hemen ardından, 15. yüzyılda inşa edilen ve klasik Osmanlı külliyelerinin nadide örneklerinden biri olan II. Bayezid Külliyesini geziyoruz. Cami, medrese, şifahane ve imaretten oluşan bu külliye, Amasya'nın hem ruhunu hem bedenini iyileştiren bir merkez olarak hizmet vermiştir.

Amasya'nın büyüleyici şehir silueti eşliğinde Yalıboyu Evleri arasında yürüyüş yaparken, Osmanlı sivil mimarisinin zarafetini gözlemliyoruz. Bu yürüyüş sırasında, tarihin tanığı olmuş Alçak Köprü ve Hükümet Köprüsü'nü görüyor, Ferhat ile Şirin Su Kanalı'nın efsanesini rehberimizden dinliyoruz: Dağları Ferhat’ın aşkı için delen bu kanal, sevdanın ve emeğin sembolü olarak hâlâ yaşamaya devam ediyor.

Amasya’da yöresel yemeklerle dolu bir öğle yemeği molası verdikten sonra, rotamızı Karadeniz’in gizli cennetlerinden birine, Şahinkaya Kanyonu’na çeviriyoruz. Kızılırmak’ın milyonlarca yılda şekillendirdiği bu derin vadi, sarp kayalıkların gölgesinde uzanan büyüleyici bir tabiat harikasıdır. Burada tekne turuna çıkarak, doğanın sessiz şiirini suyun üstünde dinleme fırsatı buluyoruz.

Kanyonun ardından, Karadeniz’in tuzlu rüzgârı eşliğinde Bafra üzerinden Sinop’a doğru yola koyuluyoruz. Türkiye’nin en kuzey noktası olan bu huzurlu liman şehrine ulaştığımızda, denizin kıyısındaki North Star Otel’e yerleşiyoruz. Akşam yemeğimizi otelde alarak, günün tarihi ve doğal güzellikleriyle dolu yorgunluğunu keyifle noktalıyoruz.

Sabah Kahvaltısı: Otelimizde alınacak olup tur ücretine dahildir.
Öğle Yemeği: Ekstra menü fiyatları geçerlidir.
Akşam Yemeği: Otelimizde alınacak olup tur ücretine dahildir.
Konaklama: Sinop North Star Otel

Sabah otelde alacağımız açık büfe kahvaltının ardından, Sinop’un hem doğal güzelliklerini hem de köklü tarihini keşfetmeye başlıyoruz. Türkiye’nin en kuzey noktası olan İnceburun, Karadeniz’in engin maviliğine ve sonsuz ufuklarına açılan bir kapı gibidir; buradan dalgaların ve rüzgârın binlerce yıllık hikayesini hissediyoruz.

Sonrasında, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinin ağır cezaevi olarak kullandığı, Anadolu’nun en eski ve en meşhur cezaevlerinden biri olan Sinop Cezaevi Müzesi’nde tarih boyunca yaşanmış derin ve çarpıcı insan hikayelerine tanıklık ediyoruz. Bu müze, sadece bir cezaevi değil, aynı zamanda Türkiye’nin yakın tarihindeki toplumsal dönüşümlerin, mücadelelerin ve direnişlerin simgesidir.

Müze gezimizi takiben, şehrin savunma hattı olan ve tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış Sinop Kalesi’ni ziyaret ediyor, surlardan Karadeniz’in coşkusunu ve limanın hareketliliğini izliyoruz. Liman çevresinde yapacağımız yürüyüşte, şehrin tarihî dokusunu ve denizle kurduğu kadim bağı hissediyoruz.

Doğanın insan ruhunu iyileştiren gücüne kapılarımızı açmak üzere, Karadeniz’in gizli cennetlerinden biri olan Erfelek Şelaleleri’ne gidiyoruz. Burada, çağlayan suların oluşturduğu büyüleyici manzaralar ve yürüyüş parkurları boyunca doğanın huzur veren sesi eşliğinde zamanın yorgunluğunu unutuşumuzu sağlıyoruz.

Ardından, Sinop’un eşsiz coğrafyasında yer alan Hamsilos Koyu ve Akliman Tabiat Parkı’nı ziyaret ediyoruz. Hamsilos, fiyord benzeri yapısıyla Karadeniz’de nadir bulunan bir doğal liman olup, hem ekolojik hem de tarihsel açıdan bölgenin en önemli doğal varlıklarından biridir.

Öğle yemeğinde ise, bölgenin kendine has lezzeti olan Sinop mantısı ile Karadeniz mutfağının zengin tatlarını deneyimliyoruz; bu tat, yüzyıllardır süregelen kültürel mirasın sofralardaki yansımasıdır.

Yemek sonrası rotamızı, tarih boyunca Anadolu’nun kültürel ve siyasi merkezlerinden biri olmuş Kastamonu’ya çeviriyoruz. Kastamonu’da, Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren şehrin sosyal hayatına yön veren Cumhuriyet Meydanı’nda dolaşıyor, geleneksel el sanatları ve yerel ürünlerin sergilendiği Kastamonu Çarşısı’nda bölgenin yaşayan kültürünü keşfediyoruz.

Son olarak, Türk edebiyatı ve sinemasının unutulmaz eserlerinden “Hababam Sınıfı” filminin çekildiği, eğitim tarihimizde önemli bir yere sahip olan Abdurrahmanpaşa Lisesi’ni ziyaret ediyoruz. Bu ziyaret, Kastamonu’nun kültürel zenginliğini ve eğitim alanındaki tarihsel önemini anlamamıza vesile oluyor.

Böylece, tarih ve doğanın iç içe geçtiği, kültürel miras ve doğal güzelliklerle dolu bir günün ardından, Ankara’ya dönüş yolculuğuna geçiyoruz; yanımızda, Anadolu’nun derin izlerini taşıyan unutulmaz anılarla...

Sabah Kahvaltısı: Otelimizde alınacak olup tur ücretine dahildir.
Öğle Yemeği: Ekstra menü fiyatları geçerlidir.
Akşam Yemeği: Güzergâhımız üzerinde uygun bir tesiste alınacaktır. (Ekstra)
Konaklama: Bu gece otel konaklaması yoktur.